TRT Haber’in aktardığı bilgilere göre, bu asteroitler Mars ile Jüpiter arasındaki klasik asteroid kuşağında bulunmuyor. Bunun yerine Venüs’le eş yörüngede, Güneş etrafında rezonans halinde hareket ediyorlar.

Bu konumları nedeniyle gözlemlenmeleri son derece güç. Çünkü onları görmek için Güneş yönüne bakmak gerekiyor; ancak yansıttıkları ışık, Güneş’in parlaklığında kayboluyor. Bu yüzden çoğu asteroit “görünmez” kalıyor.

Kaotik Yörüngeler, Olası Çarpışma Senaryosu

Şu ana kadar Venüs ile eş yörüngede yaklaşık 20 asteroit keşfedildi. Araştırmalara göre bu gök cisimlerinin yörüngeleri son derece kaotik; ortalama 12 bin yılda bir yön değiştiriyorlar.

Bu değişim sırasında bazı asteroitler Venüs’ün yörüngesinden çıkarak Dünya’ya yaklaşabiliyor, hatta yörüngemizi kesebiliyor.

“Büyük Şehirlerde Yıkıcı Etki Yaratabilir”

Sao Paulo Eyalet Üniversitesi’nden gökbilimci Valerio Carruba, Astronomy & Astrophysics dergisinde yayımlanan makalesinde şu ifadeleri kullandı:

“Yaklaşık 300 metre çapındaki bir asteroit, 4,5 kilometre genişliğinde krater açabilir. Bu, yüzlerce megatonluk enerjiye eşdeğer olur ve büyük bir şehirde yıkıcı etki yaratabilir.”

Tehlikenin Ortak Noktası

Şimdiye kadar tespit edilen asteroitlerin ortak özelliği, 0,38’in üzerinde yörünge dışmerkezliğine sahip olmaları. Bu nedenle Venüs’ten uzaklaştıklarında gün batımı sırasında gökyüzünde görülebiliyorlar.

Bununla birlikte, daha düşük dışmerkezliğe sahip olanların Dünya için daha büyük risk oluşturabileceği düşünülüyor.

Uzmanlardan Çözüm Önerisi

Bilim insanları, bu tür tehlikeli asteroitleri daha iyi izleyebilmek için Venüs’ün yörüngesine özel bir gözlemevi yerleştirilmesini öneriyor. Böylece, Dünya için tehdit oluşturabilecek gök cisimleri daha erken fark edilebilecek.

Öte yandan ABD Havacılık ve Uzay Ajansı’nın (NASA) yakında devreye girecek NEO Surveyor misyonu iç Güneş Sistemi’ndeki bu riskli alanı taramak üzere tasarlandı.