COP30 gibi küresel iklim zirveleri, teknik jargonu ve karmaşık müzakereleriyle genellikle dışarıdan kafa karıştırıcı görünür. Ancak Brezilya'nın Amazon bölgesinde düzenlenen bu zirve, Paris Anlaşması'ndan tam 10 yıl sonra gerçekleşmesi ve bir “uygulama COP'u” olma iddiasıyla beklentilerin zirve yaptığı bir buluşmaydı.
Peki, Amazon Zirvesi gerçekten umut verdi mi, yoksa yine boş vaatlerle mi bitti? İşte manşetlere yansımayan, zirveyi yerinde izleyenlerin saha notlarından derlenebilecek 5 kritik gerçek.
1.Gerçek güç masada değil, sokaktaydı
Önceki "petro-devlet" zirvelerinde sivil toplumun dışlandığını görmüştük. Ancak COP30, adeta "temiz bir nefes" gibiydi. Brezilya'daki demokratik ortam sayesinde, yerli halklar ve gençler seslerini sokaklardan doğrudan müzakere salonlarına taşıdı.
70.000 kişilik dev koro: "İklim Adaleti için Halk Yürüyüşü", 70 binden fazla insanı bir araya getirerek “Halk Gücü”nün en çarpıcı fotoğraflarından birinin bu zirvede verilmesine yol açtı.
Yaratıcı direniş: Dev tabutlar ve şişme bir Dünya figürüyle gerçekleştirilen sembolik "Fosil Yakıtlar Cenazesi", kolektif yası güçlü bir direnişe dönüştürdü.
Bu tablo, bu tür küresel toplantılarda alışık olmadığımız bir durumu yansıttı: Gerçek iklim liderliğihükümetlerden değil, doğrudan halktan geldi.
2.Gözden kaçan tarihi zafer: Yerli Hakları ve BAM Mekanizması
Fosil yakıt tartışmalarının gürültüsü arasında kaybolsa da COP30 yerli halklar için tarihi bir başarıya sahne oldu. Zirveye yaklaşık 3 bin temsilciyle tarihin en büyük Yerli delegasyonlarından biri katıldı.
Bu güçlü varlık iki somut sonuç doğurdu:
Sınırlar çizildi: Brezilya hükümeti, 10 Yerli toprağının sınırlarını belirleme (demarcation) yönünde tarihi bir karar aldı.
Belém Eylem Mekanizması (BAM): Anlaşma metnine eklenen bu yeni "Adil Geçiş" mekanizması, fosil yakıtlardan çıkış sürecinde yerli haklarının korunmasını ve finansal destek sağlanmasını garanti altına alıyor.
BAM, gezegeni korumada Yerli liderliğinin sadece "sembolik" değil, "kurumsal" olarak da tanındığı nadir anlardan biri.
3. Fosil Yakıtlardan Çıkış: Savaş Kaybedildi mi?
Zirvenin en hararetli konusu, fosil yakıtlardan çıkış için somut bir "yol haritası" (TAFF= Transition Away From Fossil Fuels) oluşturulmasıydı. Brezilya'nın çağrısıyla 90 ülkenin desteğini alan bu girişim, maalesef bir avuç ülkenin muhalefetiyle nihai metne giremedi.
Bu bir başarısızlık mı? Resmi metinde evet. Ancak COP Başkanı, kapanışta Brezilya’nın bu yol haritasını resmi süreçlerin dışında geliştirmeye devam edeceğini duyurdu. Bu, iklim mücadelesinin artık hantal BM süreçlerinin dışına taştığını gösteren stratejik bir eksen kaymasıdır.
4.Şirket lobilerinin akıl almaz boyutu
İlerleme neden bu kadar yavaş? Cevap basit: Lobiciler.
Her 25 kişiden biri: Carbon Market Watch analizine göre, zirveye katılan her 25 kişiden biri fosil yakıt lobicisiydi.
İçeriden fetih: Bu lobiciler sadece koridorlarda değil; Madde 6 (karbon piyasaları) görüşmelerinde resmi ülke delegasyonlarının içine sızarak masada yer aldılar.
Krizin bizzat sorumlusu olan endüstrinin, çözüm masasında bu kadar yetkili olması, zirvenin meşruiyetini sorgulatıyor.
5. Finans Krizi: “Cüzdanlarda akrep var!”
Zengin ülkeler büyük vaatlerle geldiler ama iş "gerçek paraya" gelince yine sınıfta kaldılar. Nihai metinde adaptasyon finansmanının üç katına çıkarılması çağrısı yapılsa da bu hedef 2030'dan 2035'e ertelendi.
Friends of the Earth International'dan Meena Raman durumu şöyle özetliyor: "Bazı Küresel Kuzey ülkeleri bütün halkların üzerine bombalar yağdırıp soykırımda suç ortağı olmayı sürdürürken... bize azaltım veya adaptasyon için para olmadığı söyleniyor.".
Sonuç: Liderlik boşluğunu kim dolduracak?
COP30'un mirası imzalanmış ya da imzalan(a) mamış kâğıt parçaları değil, ortaya çıkan güç kaymasıdır. Bir yanda fosil yakıt endüstrisinin arsız ve ahlaksız dayatması, diğer yanda halkların yükselen gücü...
Petro-devletler bu raundu kazanmış görünebilir ama meşruiyet savaşını kaybediyorlar. Asıl soru şu: Eski güçler geçerliliklerini yitirmeden önce daha ne kadar hasara yol açacaklar?
Daha fazla derinlemesine analiz için İklimist E-Bülten'e abone olmayı unutmayın.







