Şu anda Kenya'nın merkezindeki Sylvia Kuria'nın çiftliğini ziyaret ederseniz, kuraklığa rağmen tatlı patates, manyok ve sorgum tanelerinin yetiştiğini görürsünüz.
Küçük toprak sahibi çiftçi ve iş kadını Euronews Green'e “Şimdi yağmurlar için gerçekten dua ediyoruz, çünkü dört başarısız sezon geçirdik” diyor.
"Çiftçiler dört kez ekti ve dört kez başarısız oldu."
Ülkenin yüzde 89'unu kapsayan kurak ve yarı kurak topraklar ve bunları işlemenin zıt yolları ile, herkes Kenya'nın iklim kaynaklı kuraklığı konusunda aynı deneyime sahip değil. Ancak Sylvia, ekolojik bir yaklaşımın hayati olduğunu keşfetti. Ve bu, gelecek ay Mısır'daki COP27'ye getireceği bir bakış açısı.
BM iklim konferansında çiftçilerden gelen mesajlar genellikle sağır kulaklara düştü. Bununla birlikte, bu yılın farklı olabileceğini ummak için neden var.
İlk kez, mekanda uluslararası gıda örgütleri koalisyonu tarafından yönetilen özel bir Gıda Sistemleri Köşkü olacak.
Gıda ve Arazi Kullanımı Koalisyonu'nun (FOLU) politika ve uluslararası katılım direktörü Ed Davey, “Gıda konusunda hiç bu kadar güçlü bir COP'umuz olmamıştı” diyor.
"Fikir, dünyada meydana gelen gıda konusundaki tüm mükemmel girişimleri, yandaki odalarda müzakere eden politika yapıcıların dünyasına taşımaktır."
Zirvenin temel anlaşmalarının ve sonuçlarının gıdamızı yetiştirenlerin ihtiyaçlarını yansıtacağını umuyor.
Davey, gıda ve iklim, beslenme, gıda kaybı ve israf ağında pek çok boyut olduğunu ekliyor. Ve Mısır, küresel gıda sisteminin temel zorluklarını ele alma konusunda bazı ülkelerden daha istekli olabilir.
Kuzey Afrika ülkesi buğdayının yüzde 85'ini savaştan önce Rusya ve Ukrayna'dan ithal ediyordu. Eskiden verimli olan topraklarındaki su kıtlığı da korkunç bir gıda krizine katkıda bulunuyor.
Davey, "Mısırlılar, COP'a ev sahipliği yaptıkları için evlerinde siyasi stresle karşı karşıya kalacaklar" diye açıklıyor. "Mısır'ın kendisi, küresel gıda sistemindeki en acil sorunlardan bazılarını gösteriyor."
Pek çok insanın zar zor yemek yiyebildiği bir zamanda iklim konusunda harekete geçmeye çalışmak, iklim değişikliğinin şüphesiz alevlendireceği gelecekteki gıda krizlerini önlemek için hem bir zorluk hem de bir fırsattır.
COP27'nin gıda ve tarım konusunda nasıl yardım ve reform sunabileceği aşağıda açıklanmıştır .
Dünyanın gıda sorunu ne kadar kötü?
Biyoçeşitlilik, enerji, cinsiyet ve su gibi COP'ta masadaki diğer büyük sorunlar gibi, gıdanın da kendi şok edici istatistikleri vardır.
Küresel gıda sistemi, tüm sera gazı emisyonlarının (GHG'ler) üçte birinden sorumludur ve biyolojik çeşitlilik kaybının birincil itici gücüdür. Aynı zamanda toprak ve su kaynaklarının bozulmasına yol açar.
Üstelik, küresel olarak üretilen tüm gıdaların üçte biri ya kayboluyor ya da israf ediliyor. Aslında, gıda atığı bir ülke olsaydı, en büyük üçüncü sera gazı emisyonu yapan ülke olurdu.
Gıda atığı bir ülke olsaydı, sera gazı emisyonlarının en büyük üçüncü yayıcısı olurdu.
Bunun, gıdayı iklim ve biyoçeşitlilik krizlerinin devasa bir parçası haline getirdiği göz önüne alındığında , bunun iklim görüşmelerinin merkezi bir parçası olduğunu varsayabilirsiniz.
Ancak Ruandalı bir tarım bilimcisi ve Afrika'da Yeşil Devrim İttifakı (AGRA) başkanı Dr Agnes Kallibata, “[gıda] iklim müzakerelerinin çok uzun süredir eksik parçası” diyor.
Gıdanın Geleceği için Küresel İttifak'ın yeni bir raporuna göre, kamu iklim finansmanının yalnızca yüzde üçü gıda sistemlerine gidiyor . Bu, enerji ve ulaştırma sektörlerine yönlendirilen miktardan 22 kat daha az.
Davey, “ Finans kesinlikle hikayenin büyük bir parçası” diyor.
Finansmanın bu kısmı içinde, dünya gıdasının yaklaşık üçte birini üretmelerine rağmen, küçük çiftçilere yalnızca yüzde ikisi tahsis ediliyor.
"Küçük ölçekli çiftçiler, daha sürdürülebilir uygulamalara geçmek ve değişen iklime uyum sağlamak için finansmana sahip değilse, bunu yapmaları pek olası değildir ve gerçekten hayatta kalmak için mücadele edeceklerdir."
COP aracılığıyla yürütülen iki kapsamlı finansman akışı vardır: azaltma (emisyonları azaltmak için harcanan para) ve adaptasyon (insanları yükselen sıcaklıkların etkilerinden korumak için). Üçüncüsü, kayıp ve hasar , gündemde hızla yükseliyor.
Davey, COP27'ye girerken , "ülkelerin sahip olduğu siyasi vurgu, azaltmadan çok adaptasyon üzerinedir" diyor ve "ancak, azaltmayı gözden kaçırma riskimiz var."
Ülkelerin, emisyonları azaltma hedefleri (ulusal olarak belirlenmiş katkılar) içinde gıdayı artırmalarını ve ciddi şekilde hesaba katmasını sağlamak, hala üzerinde durabileceğimiz en büyük şey.
www.euronews.com
