Gelecek yıl düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 31. Taraflar Konferansı (COP31)’için aday iki ülke de ev sahipliğinden geri adım atmaya yanaşmamıştı.
2022’de başvuran iki ülke, bir diğerinin lehine adaylıktan çekilmeye yanaşmamış, tersine lobi faaliyetlerini güçlendirmişti. BM’nin karar için geçen hazirana kadar mühlet vermesine rağmen sonuca ulaşılamamıştı.
Türkiye iklim değişikliğiyle mücadelede, ‘gelişmiş’ kuzey ile ‘gelişmekte olan’ güney arasında ‘köprü rolü’ üstlenmek istediğine vurgu yapıyor, Avustralya’ya COP31’i Pasifik Adaları ülkeleriyle birlikte düzenleyerek iklim değişikliğinden ağır darbe alan bu bölgeye dikkat çekmeyi umuyordu.
Kasım 2026, Antalya’da
DW Türkçe, taraflar arasında varılan uzlaşıyı Avustralya Başbakanı Anthony Albanese duyurduğunu haberleştirdi.
Albanese, COP31’e Türkiye’nin ev sahipliği yapacağını, kendi ülkesinin de zirve öncesi hükümetler arası müzakerelere başkanlık edeceğini açıkladı. Albanese uzlaşmayı hem Avustralya hem de Türkiye için ‘büyük bir kazanım’ olarak niteledi.
Konferans ve COP Başkanlığı Türkiye’de düzenlenirken gelecek yıl COP öncesinde Pasifik Dayanıklılık Fonu (PAP) adı altında özellikle Pasifik’teki iklim finansmanına odaklanan bir COP öncesi toplantı yapılacak.
Ev sahipliği neden önemli?
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin en üst karar alma organı olan Taraflar Konferansı (Conference of Parties-COP), her yıl toplanarak taraf ülkelerin oy birliğiyle kararlar alıyor.







