Sokaklar arası bir ulaşım paradoksu! Scooter ne kadar çevreci?

Keşfetmek için Aşağı Kaydırın

Sokaklar arası bir ulaşım paradoksu! Scooter ne kadar çevreci?

Çevreye faydasını, zararını hem üretim hem kullanım esnasındaki salımları ile değerlendirerek yapılan analizler şaşırtıcı sonuçlar veriyor.

  • 0
  • 317
Sokaklar arası bir ulaşım paradoksu! Scooter ne kadar çevreci?

Ben 12 yaşında bir çocuğum, temiz bir gelecek istiyorum. Bu gelecek, benim olduğu kadar bu yaşlı kıtanın da geleceği.

Bunu bir anlasanız, ben de eteklerim uçuşarak, mutlu mutlu kırlarda koştururum.

Benim bu halimi gözleriniz önüne getirin.

Ben 12 yaşında bir çocuğum, geleceğim için kapıları çalıyorum birer birer.

Benden daha iyi biliyorsunuz, baca dumanları, maden bacaları, araçlardan çıkan kötü kokulu gazlar, kaloriferden çıktığını apartman görevlimizden öğrendiğim dumanlar. Saban karanlıkta evden çıkıyorum, kötü kokular, okuldan eve dönüyorum, nefes alamıyorum!

Siz amcalardan bir çare arıyorum.

Çevremizde görüyordum, bazı ablalar, abiler iki tekerlekli bir şeye binip gidiyorlar, onlardan duman çıkmıyor, ses de!

Abime sordum, elektrikli scooter diyorlarmış.

Abim de aynı şeyleri söylüyordu geçenlerde kahvaltıda, “elektrikli scooter” günümüzde çok yaygınlaşmış. Hem yayalar hem çevre için faydalıymış.

Ben de hissediyorum bunu.

Abim Aral ders çalışmak için bizde kalan kuzenim Dilan ile de konuşuyordu, çoğunu anlamadım ama faydalı bir şey olduğunu çıkardım konuşmalarından.

Şöyle diyordu abim:

“Elektrikli scooter, pandeminin de etkisiyle toplu taşıma kullanmaktan huzursuz olan ama araç kullanmayı tercih etmeyenler, küçük yer değiştirmeler için ideal bir taşıt.

Elektrikle çalışıyor olması, kolay ulaşılabilirliği, kullanım anında emisyona neden olmaması birçok kişi için diğer ulaşım yollarından daha çevre-dostu olarak algılanmasına neden oluyor. Hatta, Türkiye’de çok böyle anlatılmasa da yurtdışında, özellikle Avrupa’da, sürdürülebilir ve çevre için daha iyi iddiası ile pazarlanıyor.”

Dilan sordu:

“Peki, e-scooter’ların çevre için gerçek etkisi ne? Ne kadar çevre dostu?”

Uzun uzun anlattı abim. Şu sözler benim dikkatimi çekti:

Önceleri sözcükleri çok anlamasam da, çevre, temizlik gibi şeylerden ne olduğunu çıkarabildim.

“E-scooter’lar yeni yeni popülerlik kazansa da aslında ilk seri üretimleri 1990’lara dayanıyor. Scooter’ların elektriksizleri ise çok çok daha eski. Günümüzde bu kadar popülerleşmesinin iki ana sebebi var. Biri, pandemi döneminde insanların yalnız ve çevreye daha az zararlı seyahat etmeyi tercih etmesi, diğeri ise fosil yakıtla hareket eden araçlara göre çok daha çevreci olarak pazarlanması. Örneğin, Bird ve Lime gibi öncü şirketler, e-scooter kullanmanın en büyük faydası olarak çevresel sürdürülebilirliği her zaman vurguluyorlar. Bunu erişilebilirlik ve rahatlık da eklendiğinde kent içi ulaşımda kazanan belli oluyor gibi.  Yine de elektrikli mikro mobilite araçlarının pillerinin üretimindeki çevresel etkilere ek olarak şarj edilmesinde de fosil yakıttan elde edilen enerjinin kullanıldığını göz ardı etmemek gerekir. Bu nedenle artıları ve eksileriyle değerlendirip seçimi size bırakmak en iyisi.

 

İyi yanlarıyla E-scooter

Küçük kız yaşını aşan tüm ağır konuşmadan sıkıldı. İki tekerlekli bu araçların çevre ile ilgisini anlamıştı, diğer bilgiler ona fazla geliyordu. Sütünü içip odasına çekildi, yatağına uzandı ve yemyeşil kırlar, masmavi bir gökyüzü, parlak bir güneş, yemyeşil ağaçlardan oluşan bir dünyadan oluşan rüyasını görmeye başladı.

 

Dilan, abimin tüm bu bilgileri nasıl da bildiğine şaşırarak dinliyor, abim de coşmuş anlatıyordu:

“Emisyonlarını geleneksel otomobil emisyonlarıyla karşılaştırdığımızda, e-scooter’lar kesinlikle daha sürdürülebilir bir seçenek olarak öne çıkıyor. Avrupa’da otomobiller tüm CO2 emisyonlarının yüzde 60’ından fazlasından sorumlu. Bu da sürekli artan sera gazı emisyonlarımıza ve buna bağlı olarak iklim değişikliğine daha fazla katkıda bulunmak anlamına geliyor. Öte yandan e-scooter kullanmak, bu süreçte çok fazla karbon emisyonuna ve artan hava kirliliğine katkıda bulunmak zorunda kalmadan kişisel ulaşımın rahatlığından yararlanmamıza yardımcı olabiliyor.

Bunun da ötesinde, e scooter’lar hafif, uygun fiyatlı, kullanımı ve muhafaza etmesi kolay ve ehliyet için zaman ve para harcamak zorunda kalmıyorsunuz

Yani seçiminiz bir araba veya elektrikli bir scooter arasındaysa, scooter’ı seçmek hiç akılsızca değil. Öte yandan, bir e-scooter ile toplu taşıma veya klasik bir bisiklet arasında seçim yapıyorsanız, bu araçların olumsuz çevresel etkilerini göz ardı etmek çok daha zor hale geliyor…”

Halam araya girip biraz da tebessüm ederek sordu:

“Hiç olumsuz yanları yok mu bunların? Kızım o kadar övdün ki, seni duyan da scooter satıcısı sanacak”

Abim çayından bir yudum alarak heyecanla yanıtladı:

“Hala, e-scooter 4x4 değilse de dört dörtlük de değil. E-scooter’ların hareket anında fosil yakıt yakmadan hareket etmesi ve daha az karbon salması ne yazık ki onları tamamen çevre dostu yapmıyor.

North Carolina Eyalet Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre tek bir elektrikli scooter, tüm yaşam döngüsü boyunca kilometre başına yaklaşık 202 g CO2 yayıyormuş. Bu, elektrikli bir otomobilin ürettiği karbon salımından daha yüksek. Bu karbon emisyonlarının yarısından fazlası, kullanım sırasında değil, üretim sürecinden kaynaklanıyor. Üretim süreçleri ise, tüm bileşenlerin üretimini, pillerin üretimini ve fabrikadan tüketiciye nakliyeyi içeriyor. Çok da masum değiller yanı!

E-scooter’ların büyük çoğunluğunun Çin’de üretildiğini düşününce, tek başına ulaşımın ağır bir çevresel ayak izi bırakması kaçınılmaz gibi!”

O arada kapı çaldı, beraber ders çalışacağım meraklı arkadaşım Ezo gelmişti.

Onları biraz dinledikten sonra söze girdi. Çok konuşması ile tanınan Ezo’nun bu konuda da söyleyecekleri vardı elbette.

E-Scooter’ların şarj edilmesi

Biz sorunlardan birini konuşmuşsunuz. İkinci en büyük sorun şarjla ilgili. Bahsettiğiniz çalışmayı derste inceledik biz. Orada, e-scooter sera emisyonlarının yaklaşık yüzde 43’ünün yalnızca şarj etmekten geldiğini ortaya koyuyor.

Bu rakamların çoğunlukla kentlerde bulunan kullan-bırak tipi scooter’lara atıfta bulunduğunu unutmamak gerek. Bu scooter’lar çok daha kısa bir ömre sahip olma eğiliminde ve pillerinin teknolojisi nedeniyle kullanım döngülerinin sonuna doğru daha fazla şarj edilmesini gerektiriyor. Üstelik bu tür e-scooter’ların şarj edilmek üzere toplanması gerekiyor, bu da işin içine onları toplayıp şarj edecek araçların emisyonunu katarak ulaşım emisyonlarına daha fazla katkıda bulmasına neden oluyor.

Kişisel kullanım için satın alınan scooterlar’da ise emisyonların büyük çoğunluğu üretim süreçlerinden geliyor, özellikle de pillerinin üretiminden.”

Onlar derslerine dönüp şimdilik scooter konusunu kapattılar.

 

E-scooter Pilleri ve madencilik

İki tekerlekli, sorun mu çözüm mü olduğu tartışılan bu araçlarla ilgili paradoksalara biz biraz eğilelim.

Şarj etme sorununa ek olarak, e-scooter’larda kullanılan lityum-iyon (Li-on) pillerin üretimi bu araçların asıl ayak izini oluşturur. Pillerin üretilmesi için hem büyük miktarda enerji gerekir hem de hammadde.

Bulunduğunuz yere bağlı olarak, ihtiyaç duyulan elektriğin büyük bir kısmı yenilenebilir enerjiden gelebilir, ancak büyük olasılıkla, çoğunlukla fosil yakıtlardan gelecektir. Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynağını tercih etme şansımız bulunmadığını, yenilenebilir enerjinin toplan enerji üretimindeki payının yaklaşık yüzde 40 olduğunu (ki bunun büyük kısmı da çevresel etkileri gerçekten değerlendirilmeden yapılmış HES ve RES’lerden geldiğini) hesaba katarsak seçeneklerimizin pek çevre dostu olduğunu da söyleyemeyiz.

Ayrıca li-on pillerin üretimi alüminyum, lityum, bakır ve kobalt gibi bol miktarda madenden çıkarılarak edilmiş malzeme gerektirir ve bu da madenciliğin yapıldığı ekosistemlerde daha fazla kirlilik ve çevresel zarara neden olur. Bu pillerin ömürleri yaklaşık olarak 2-3 yıldır. bir li-on pil, kilo başına yaklaşık 150 watt-saat elektrik depolayabilir evet, ama bu pillerin üretimi için gereli hammaddelerin kaynağı ne?

Li-on piller birçok farklı hammaddeden oluşur, yaygın olanların bazıları lityum, nikel, bakır ve kobalttır. Bunların hepsi topraktan çıkarılır. Lityum genellikle Güney Amerika (Bolivya ve Şili), Kuzey Amerika (Meksika ve Nevada) ve Avustralya’nın tuzlu düz alanlarından gelir. İster elmas ister başka bir hammadde için olsun, bu hammaddeler de çıkarılırken tüm toprak çıkarma biçimleri gibi, çevreye zarar verilir ve ekosistemler bozulur. Ayrıca, büyük miktarda su kullanımı ve yüzey sularının kirlenmesi ile ilgili sorunlar da vardır. Ek olarak, hammaddelerin işlenmesi de masum değil. Bir kilogram li-on pilin üretiminin yaklaşık 67 megajul enerji gerektirdiği düşünülüyor. Bu enerji çok fazla (1 megajoule’ün 1 tonluk bir aracı 100mph’de hareket ettirmek için gereken enerjiye eşit olduğu söyleniyor). Bu nedenle, li-on pillerin kendileri tam olarak çevre dostu değildir, ancak şu anda seçenekler arasındaki en iyi alternatiftir.

 

Geri dönüşümü

Son konu ise e-scooter’ların yaşam döngüsünün son aşaması olan geri dönüşümü.

Birçok e-scooter’ın ve özellikle de park istasyonu olmayan kullan-bırak scooter’ların tahmini ortalama ömrü ancak bir yıl kadardır. Evet, sadece 12 ay. Bu durum tüm üretim ve şarj emisyonlarının daha da zararlı hale gelebildiği anlamına geliyor.

Bozulmadan önce yaklaşık ortalama 290.000 km yol kat eden otomobillerle karşılaştırıldığında, ortalama bir e-scooter, uzun süreli kullanımda dengeleyebileceği emisyonlarından herhangi birini dengeleyemeden, yalnızca birkaç yüz km kullanım ömrüne sahiptir. İstasyonsuz şehir scooterları söz konusu olduğunda, bu kısa ömür büyük ölçüde vandalizmden kaynaklanıyor, ancak kişisel e-scooterlar söz konusu olduğunda, kalitesiz üretim ve yetersiz bakımdan da kaynaklanabilir.

Peki, e-scooter’lar hayatlarının sonuna geldiğinde ne olur? Tüm bileşenlerin geri dönüşmesini sağlamanın tek yolu iyi bir e-atık dönüşüm tesisine gittiğine emin olmak aslında. Bu tür bir tesiste scooter LED ışıklarına kadar parçalarına ayrılabilir ve bu malzemeler yeniden kullanılabilir. Öte yandan bu özel dönüşüm tesislerine bireysel olarak ulaşmak pek mümkün değil. O yüzden, tercih ettiğiniz paylaşımlı e-scooter’ların şirketlerinden bu konudaki uygulamalarını öğrenebilirsiniz.

Tüm ulaşım modlarını bir grafikte toplayacak olsak, e-scooter’lar fosil yakıtlı otomobillere göre çok daha çevrecidir. Öte yandan, elektrikli bisikletlerden, hatta elektrikli arabalardan bile daha az sürdürülebilirdir. Bunun başlıca nedeni ise karbon emisyonları, yüksek şarj ihtiyacı ve kısa ömürlü kullanımlarıdır. Yani tamamen, en çevre dostu seçenek olarak düşünmeden, zararlarını da göz önünde bulundurmakta fayda var. İleride e-scooter’ların ömürlerinin uzatılması, yenilenebilir enerjinin seçenek haline gelmesi, pil teknolojilerinin gelişmesiyle bu araçların da çok daha çevre dostu hale geleceğini umarak tercihlerimizi yapabiliriz diye düşünüyorum.

Araçlar Ne Kadar CO2 Yayar?

CO2 Miktarı Nasıl Hesaplanır? Tarafından Burcu Ravza Yağlı - 7 Ekim 2020 8640 2 Tipik bir binek araç, yılda yaklaşık 4,6 metrik ton CO2 yayar. Bu sayı bir aracın yakıtına, yakıt ekonomisine ve yılda kat edilen kilometre sayısına göre değişebilir. Sorular ile hep birlikte tipik bir yolcu aracından kaynaklanan sera gazı emisyonlarını inceleyelim. Araçta 3,78 litre yakıtın yakılmasıyla ne kadar karbondioksit (CO2 ) oluşur? Bir araçta 3.78 litre benzinden kaynaklanan CO2 emisyonu 8.887 gramdır. Bir araçta 3.78 litre dizelden yakıttan kaynaklanan CO2 emisyonu 10.180 gramdır. Bir mil (1.6 km) sürüşten egzoz borusundan ne kadar karbondioksit (CO2 ) salınır? Ortalama bir binek araç, havaya 1.6 km (1 mil) başına yaklaşık 404 gram CO2 salınımı yapar. Tipik bir binek aracın ortalama yıllık karbondioksit (CO2 ) emisyonu nedir? Tipik bir binek araç, yılda yaklaşık 4,6 metrik ton karbondioksit yayar. Bu, bugün yoldaki ortalama benzinli aracın 1 litre için yaklaşık 9.4 km yakıt ekonomisine sahip olduğunu ve yılda yaklaşık 185.08 km gittiğini varsayarsak yakılan her litre benzin yaklaşık 2.35 gram CO2 oluşturur. Bir araçtan başka sera gazı (GHG) emisyonu kaynakları var mı? Otomobiller, karbondioksite (CO2) ek olarak egzoz borusundan metan (CH4) ve azot oksit (N2O) ve sızan klimalardan hidrofloro karbon emisyonları üretir. Bu gazların emisyonları CO2 ile karşılaştırıldığında küçüktür; ancak, bu emisyonların etkisi, CO2’den daha yüksek bir küresel ısınma potansiyeline (GWP) sahip oldukları için önemli olabilir. Bir plug-in hibrit elektrikli araçtan (PHEV) veya bir elektrikli araçtan (EV) egzoz borusu emisyonları nelerdir? Peki ya hidrojen yakıt hücreli araçlar? Yalnızca elektrikle (bir EV) çalışan bir araç, herhangi bir egzoz borusu emisyonu yaymayacaktır. Hidrojenle çalışan yakıt hücreli bir araç yalnızca su buharı yayar. PHEV’ler için egzoz borusu emisyonlarını hesaplamak daha karmaşıktır. PHEV’ler yalnızca elektrikle, yalnızca benzinle veya bazı elektrik ve benzin kombinasyonlarıyla çalışabilir. Yalnızca elektrikle çalışan bir PHEV (bir EV gibi) egzoz borusu emisyonu oluşturmaz. Bir PHEV yalnızca benzinle çalışırken, PHEV’in benzin yakıt ekonomisine dayalı olarak egzoz borusu emisyonları oluşturur. Hem elektrik hem de benzinle çalışan bir PHEV için egzoz borusu emisyonları, PHEV’in nasıl çalıştığı hakkında ayrıntılı bilgi olmadan hesaplanamaz. Bir PHEV için genel egzoz borusu emisyonları, PHEV’in pil kapasitesine, nasıl kullanıldığına ve ne sıklıkla şarj edildiğine bağlı olarak önemli ölçüde değişebilir. Aracımın kullanımıyla ilişkili egzoz borusu dışında herhangi bir sera gazı emisyonu var mı? Çoğu aracın sürülmesi egzoz borusu sera gazı emisyonlarına neden olur. Aracınıza güç sağlamak için kullanılan yakıtı üretmek ve dağıtmak aynı zamanda sera gazları oluşturur. Örneğin benzin, petrolün yerden çıkarılmasını, bir rafineriye taşınmasını, petrolün benzine dönüştürülmesini ve benzinin servis istasyonlarına taşınmasını gerektirir. Bu adımların her biri ek sera gazı emisyonları üretebilir. Elektrikli araçlarda (EV’ler) egzoz emisyonu yoktur; bununla birlikte, emisyonlar araca yakıt sağlamak için kullanılan elektriğin hem üretimi hem de dağıtımı sırasında oluşur. Ülkenizdeki bir EV için sera gazı emisyonlarını tahmin etmek için Egzoz Borusu Emisyonları hesaplayıcısını ziyaret edin. Benzinlerin çoğu etanol ile karıştırılıyor. Bu, CO2 emisyonlarını değiştirir mi? Türkiye’de satılan benzinlerin çoğunda % 20’ye kadar etanol karışımı vardır. Aracınızda etanol karışımı kullanırken yakıt ekonominiz, etanol içermeyen benzine göre biraz daha düşük olsa da, km başına CO2 egzoz borusu emisyonları benzer olacaktır. Bunun nedeni, etanolün benzine göre litre başına daha az karbona sahip olmasıdır. Belirli araç modelleri için CO2 emisyon oranlarını nasıl bulabilir ve karşılaştırabilirim ? Bir bayiden alışveriş yaparken, araç Yakıt Ekonomisi ve Çevre Etiketlerindeki egzoz borusu CO2 emisyon oranlarına bakın. Etiketler ayrıca, karşılaştırmalı alışverişi kolaylaştırmak için 1’den 10’a kadar Yakıt Ekonomisi ve Sera Gazı Derecelendirmesine sahiptir. Aynı zamanda karbon ayak izini hesaplayan bir çok websitesi vardır.

Spor da bunu yaparsa 'artık'!
Önceki Haber Spor da bunu yaparsa 'artık'!
Bill Gates suyun 'book'unu çıkardı
Sonraki Haber Bill Gates suyun 'book'unu çıkardı
Benzer Postlar
https://static.euronews.com/articles/stories/07/08/61/62/385x202_cmsv2_32953d3d-d791-5736-86cb-f3450bdb1c8b-7086162.jpg

KATİL BALİNALAR YUNUSLARI AVLAMAYA BAŞLADI. BUNA SEBEP OLAN NE?

Yorumlar 0
Bir Yorum Bırak