Spora, temiz spora sonuna kadar evet ama sömüren spora sonuna kadar hayır.

Spordan bahsedince, aklımıza hoşluklar geliyor değil mi?

Yeşil alanlar, sağlıklı bedenler, adrenalin, heyecan, gurur, mücadele vs!

En azından öyleydi, kapitalizm işin içine girene kadar.

Eh biliyorsunuz işte, büyük spor organizasyonları en iyi teklifi veren kadar en çok kola, hamburger, televizyon, pizza, gazlı içecek satabilecekleri ülkelere veriliyor.

Satacakları otomobillerin alıcısı olabilecek ülkeler tercih ediliyor.

Dahası da var, organizasyonları dağıtan IOC, FIFA gibi kurumların yöneticilerini en çok doyuranlar ön planda.

Tabii bunun iki yönü var. Birincisi, yukarıda saydığımız tüketim malzemelerinin üretiminin çevreye verdiği zarar herkesin malumu!

İkincisi ise göç!

Bir kere organizasyonların yapıldığı yerlere insan göçü var ki, bunun karbon salınımını varın siz hesaplayın! Orada buradaki ulaşım maliyetleri, tüketime kurban edilen oksijen!

Bununla da kalmıyor!

Misal, Katar’da düzenlenen son Dünya Kupası finalleri.

Bunun için yeni bir kent kuruldu. O yeni kentin üstüne de yeni bir stadyum inşa edildi.

Lusail, sonradan inşa edilen, doldurma tekniği ile inşa edilen bir kent. Nüfusu 260 bin civarında. Düşünün, bir yerden toprak-kum alıyorsunuz, oranın doğasını bozuyorsunuz, başka bir yere yığıp oranın da düzenini bozuyorsunuz!

Sade bir şehir de değil üstelik, şatafat had safhada.

Projede marinalar, yerleşim alanları, ada tatil köyleri, ticari merkezler, zevahiri kurtarmak için iki golf sahası ile oluşan bir hayvanat bahçesi var. Elbette eğlence merkezinden oluşan lüks alışveriş ve eğlence tesisleri!..

Detayına girmeden tüy dikiyor yani diyelim.

Son 10 yılda spor organizasyonları yüzünden 4 milyon kişi evinden yurdundan olmuş!

Sokak hayvanları katledilmiş, şehirlerin kimyası bozulmuş, çehreleri değişmiş. Pekin gibi yerlerde binaların dışından baktığınızda var gibi duruyor ama arkasında film platosu gibi hiçbir şey yok.

İklime olan olumsuz etkilerini gayrı siz düşünün.

Ekonomik olarak da kentleri çökerten yapıları var bu büyük organizasyonların, Atina’da Rio’da bu görüldü, toplumsal tepki geldi.

Tüm bunlara sebep kapitalizmin sporu gırtlağından yakalamış olması.

Suyu, havayı kirletmeleri, toprağı plastik atıkla doldurmaları, elektrik yükünü artırmaları, israfı körüklemeleri, yapılan ye spor tesislerinin birer çöplüğe dönüşmesi küresel kapitalizmin başat aktörlerinin umurunda değil. Onlara sattıklarına bakıyor, biz onlara ve maalesef geniş yığınlara hitap ettiklerinden çevreci çığlıklar duyulmuyor!