Yakamoz, dilimzde en romantik tabirlerden biri olarak bilinse de aslında çoğu zaman yanlış yorumlanır. Pek çok kişi yakamozu ay ışığının denize yansıması olarak bilir. Oysa bu durumun adı ayın şavkıdır. Hani türküsü de var ama bu konu dışı. Gerçek yakamoz, tamamen farklı ve büyüleyici bir doğa olayıdır.
Yakamoz Bir Canlıdır
Yakamoz, aslında bir ışık yansıması değil, Noctiluca milliaris adı verilen mikroskobik bir deniz canlısının yaydığı ışıktır. Bu plankton türü, tıpkı ateş böcekleri gibi biyolüminesans özelliğe sahiptir. Vücudunda bulunan özel bir kimyasal madde sayesinde dokunulduğunda ya da hareketle çarpıştığında parlayarak ışık saçar.
Milyonlarca plankton bir araya geldiğinde, gece denizde hareket eden kayıklar, balık sürüleri veya dalgalar bu ışıkları tetikler. Ortaya çıkan manzara, denizin üzerinde floresan lambalar yanıyormuş izlenimi verir.
Deniz yolcuları için önemi
Geçmişte balıkçılar, ay ışığının olmadığı gecelerde yakamozu rehber olarak kullanırlardı. Sandallarda bulunan uzun direklerin ucunda oturan balıkçılar, suyun yüzeyinde beliren ışıklı yolları görerek balık sürülerinin yerini tespit ederdi. Özellikle lüfer avında kullanılan ışıklar, balığı çekmek için değil; misinanın yakamozu tetiklemesiyle lüferin ürkmesini engellemek içindi.
Yakamoz Nasıl Görülür?
Yakamozu görebilmek için ay ışığının olmadığı geceler en uygun zamanlardır.
Sessiz ve karanlık bir kıyıda, denize taş atıldığında ya da el suya değdiğinde parıldayan ışıklar ortaya çıkar.
Denize girildiğinde, insanın hareketleriyle birlikte suyun etrafında büyüleyici bir ışık halesi oluşur.
Eşsiz Bir Deneyim
Yakamozu görenler, genellikle bu anı “romantik” değil, “olağanüstü” olarak tanımlar. Çünkü parlayan suyun içinde adeta başka bir dünyaya adım atılmış gibi bir his yaşanır. Bazılarına göre bu görüntü, denize inen yıldızları veya gizemli bir uzay manzarasını andırır.