YEMEKTE DAVETSİZ MİSAFİR VAR: MİKRO VE NANOPLASTİKLER

Keşfetmek için Aşağı Kaydırın

YEMEKTE DAVETSİZ MİSAFİR VAR: MİKRO VE NANOPLASTİKLER

Mikroplastikler her yerde: Meyve ve sebzeler, su, ekmek, bal, süt ürünleri, et, dondurulmuş ürünler, hamburger, tavuk, ambalajlar… Yumurtanın sarısında, beyazında bile varlar

  • 0
  • 22
YEMEKTE DAVETSİZ MİSAFİR VAR: MİKRO VE NANOPLASTİKLER

Akşam yemeğinde yalnızca bir tavuğu tavaya attığınızı sanırken, aslında yüzlerce mikroskobik plastik parçacığını da pişiriyorsunuz. Üstelik tavanın ısısıyla eriyip tavuğa sızıyorlar, sonra tabakta soğurken yeniden katılaşıyorlar.

Bu durum elbette tavukla sınırlı değil, fark etmeden her gün mikroplastik yiyoruz!

Beş milimetreden küçük mikroplastikler ve yalnızca 1-1000 nanometrelik nanoplastikler adeta yemeklerin davetsiz misafirleri.

Peki görünmez plastik zerreler yemeklerimize nasıl karışıyor? Ve her yanı plastikle dolu gezegende bu sinsi tehditle nasıl başa çıkacağız?

Yanıt mutfakta saklı: Sabah kahvaltı hazırlarken kullandığımız kürekten dökülüyorlar, çocuğumuzun çantasına koyduğunuz plastik su şişesinden sızıyorlar, masadaki çay bardağında yüzüyorlar…

Bazıysa kavanozda saklanan bal veya dondurulmuş yiyeceklerin içine gömülmüş halde.

Mutfakta maruz kaldığımız mikroplastik miktarını farkına varınca durumun baş edilemez olduğunu düşünülebilir. Fakat doğru önlemlerle mutfaktaki mikroplastik miktarını azaltmak mümkün.

BBC’nin haberin göre Washington Üniversitesi ve Seattle Çocuk Hastanesinde çevre sağlığı uzmanı Sheela Sathyanarayana, çözümün evde başladığını söylüyor: “Evde bazı şeyleri değiştirmek kolay. Bu değişiklikler insanlara hayatları üstünde bir kontrol duygusu kazandırıyor.”

Yiyecekler

Mikroplastikler her yerde: Meyve ve sebzeler, ekmek, bal, süt ürünleri, bal, et, hamburger, tavuk… Yumurtanın sarısında ve beyazında bile varlar.

109 ülkeyi kapsayan bir araştırmaya göre insanların 2018’de tükettiği plastik miktarı 1990’dakinin en az altı katı miktardaydı.

Mikroplastikler, bitkilerin toprağı emmesiyle veya hayvanların yem yoluyla bu parçacıkları tüketmesiyle de yiyeceklerimize karışabiliyor.

Sathyanarayana, “Daha önce sanayi amaçlı kullanıldığı için toprağı kirlenmiş bir arazide tarım yapıyorsanız, bitkilerin bu kirleticileri topraktan emme ihtimali var” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Ayrıca fabrikalar sırf verimli çalışmak ve üretim hacmini artırmak için çok miktarda plastik kullanıyor.”

Fakat tüketmeden önce bazı yiyecekleri mikroplastiklerden büyük ölçüde arındırmak mümkün.

Avustralya yapılan bir araştırmaya göre evde pişirilen bir porsiyon pilavla insanlar 3-4 miligram plastik tüketiyor. 

Dahası, 2018’deki bir araştırmada bir incelenen 39 tuz markasından 36’sında mikroplastik tespit edildi. Öyle ki, dünyadaki göllerin, nehirlerin ve okyanusların kirliliği nedeniyle en çok mikroplastik deniz tuzunda bulunuyor.

“Aşırı işlenmiş gıdalar, fabrikada geçtiği onlarca aşama yüzünden plastik bulaşına en çok maruz kalan ürünler arasında” diyor Sathyanarayana.

Tabii gıda zincirindeki plastik miktarını azaltmak yalnızca mutfaklarımızdaki değişimle mümkün değil. 

Dünyada çevreyi kirleten plastik atıkların yüzde 90 oranında azaltılması, insanların tükettiği plastik miktarını yarıya düşürebilir.  

Mikroplastik araştırmacısı Vilde Snekkevik, “Plastik aslında ucuz ve harika bir materyal. Asıl sorun, her alanda aşırı kullanılması” diyor.

 

Su da sorunlu

Mikroplastiklere maruz kalınan bir diğer kaynak da su.

Plastik bir şişenin kapağını açıp kapamak bile sudaki mikroplastik miktarını ciddi ölçüde artırıyor. Çünkü kapağı her çevirdiğimizde litre başına ortalama 554 mikroplastik parçacığı ortaya çıkıyor.

Fakat iyi bir su filtresi kullanmak fark yaratıyor. Nitekim sürahilere yerleştirilen basit bir karbon filtresi bile mikroplastikleri yüzde 90’a kadar azaltabiliyor.

Gelgelelim sudaki mikroplastik oranı düşük olsa bile, plastik içeren bir çay poşeti kullanıyorsanız sadece bir fincan çayla yaklaşık 11,6 milyar mikroplastik ve 3,1 milyar nanoplastik parçacığı bardağınıza karışabiliyor.

 

Ambalajlar

Bir diğer tehlike de yiyeceklerimizin büyük bölümünün paketlendiği plastik ambalajlar. Çünkü bir plastik paketi açarken bile adeta mikroplastik fışkırıyor.

Makas da kullansak, elle de açsak, bıçakla da kessek değişmiyor; ambalajın her santimetresinden neredeyse 250 mikroplastik parçacığı açığa çıkıyor.  

Çin’deki bir araştırmada çeşitli servis kaplarındaki mikroplastik oranları analiz edildiğinde, sonuç: Ayda 5-10 kez dışarıdan yemek ısmarlayan bir kişi sadece bu kaplardan 145 ila 5 bin 520 mikroplastik parçacığı tüketebiliyor.

Isı

Plastikler ısındıkça daha fazla mikroplastik yayıyor.

Plastik bir kabı mikrodalgada yalnızca üç dakika ısıtmak bile bir santimetrekarelik yüzeyden 4,22 milyon mikroplastik ve 2,11 milyar nanoplastik parçacığı ortaya çıkarıyor. 

Aynı kapları buzdolabında kullanmak da ‘milyonlarca ila milyarlarca’ parçacığın yayılmasına yol açabiliyor ve bu aşağı yukarı altı ay sürebiliyor.

Sıcak içecekleri plastik kaplara koymak da mikroplastik yayabiliyor. 

50 derecelik suyla test edilen çeşitli bardaklar arasında en çok mikroplastiği polipropilen bardakların yaydığı ortaya çıktı. Ayrıca su soğudukça mikroplastik miktarının azaldığı görüldü. 

Araştırmacılar haftada bir ya da iki kez plastik bardak kullanan birinin, yılda 18 bin 720 ila 73 bin 840 mikroplastik parçası içebileceğini tahmin ediyor.

Öte yandan Sathayarana, yağ oranı yüksek gıdaların plastikten bulaşan zararlı katkı maddelerini daha fazla içerdiğini vurguladı. 

 

Temizlik

Mikro ve nanoplastiklerin bir diğer yuvasıysa tek kullanımlık bulaşık süngerleri.

Sert ve yumuşak yüzeyli süngerlerde en fazla mikroplastiğin sert taraftan yayıldığı görüldü. Öyle ki zamanla yıpranan bu süngerler, gram başına en fazla 6,5 milyon mikroplastik parçacığı yayabiliyor. 

Dahası, bulaşık deterjanı ya da başka bir temizlik malzemesi eklendiğinde sünger daha fazla mikroplastik saçıyor. 

Ayrıca sentetik kumaşların çokça mikroplastik saçtığı, hatta bu kumaşların okyanuslardaki plastik kirliliğin başlıca sorumlusu olduğu biliniyor. 

 

 

DÜNYANIN EN SÜRDÜRÜLEBİLİR STADYUMLARI: SPORDA YEŞİL DÖNÜŞÜM
Önceki Haber DÜNYANIN EN SÜRDÜRÜLEBİLİR STADYUMLARI: SPORDA YEŞİL DÖNÜŞÜM
TÜRKİYE’DE YEŞİL DÖNÜŞÜM: SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK İÇİN YENİ ADIMLAR
Sonraki Haber TÜRKİYE’DE YEŞİL DÖNÜŞÜM: SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK İÇİN YENİ ADIMLAR
Benzer Postlar
Yorumlar 0
Bir Yorum Bırak