Nemli tropik havanın içinde, Amazon’un devasa ağaçlarının arasında, yüzlerce lider ve uzman bir araya geliyor. Bu yıl 30’uncusu düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30), insanlığın en zorlu sınavı ile karşı karşıya olduğu bir dönemde kapılarını açıyor:
Küresel sıcaklık artışını 1.5°C sınırında tutmak…
Ve bunu artık sözle değil, eylemle yapmak.
Taraflar Konferansı” - Bir Gezegenin Muhasebesi
COP (Conference of the Parties), yani Taraflar Konferansı, 1992’de imzalanan BM İklim Sözleşmesi’ne taraf yaklaşık 200 ülkeyi kapsıyor.
Her yıl farklı bir kıtada yapılan zirve, ülkelerin karbon salımını azaltma, enerji dönüşümü ve uyum stratejileri üzerine tartıştığı en büyük platform. Bu yılki toplantı, Paris Anlaşması’nın 10. Yıldönümünde gerçekleşiyor - ve birçok uzman için bu, “ya son şans ya da dönüşsüzlük” anlamına geliyor.
10-21 Kasım Arasında Küresel Buluşma
Belem’deki zirve 10–21 Kasım tarihleri arasında yapılacak.
6–7 Kasım’da ise devlet başkanları ve liderler özel bir açılış oturumunda bir araya geldi.
Ülkemizi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz temsil etti.
Ancak COP zirveleri her zaman kolay ilerlemiyor- müzakereler çoğu zaman gecenin geç saatlerine kadar süren tartışmalarla uzuyor. Çünkü başta Trump, herkes her şeyi biliyor: alınacak her karar, milyonlarca insanın yaşamını etkileyecek. Ancak uluslararası kirleticileri razı etmek neredeyse olanaksız!
Amazon’un Kalbi: Belem
Belem, Amazon’un kuzey ucunda, dünyanın en büyük ekosisteminin tam ortasında yer alıyor. Bu seçim, sembolik olduğu kadar ironik de:
Amazon, son yıllarda rekor düzeyde kuraklık, yangın ve ormansızlaşmayla mücadele ediyor. Yani, COP30’un ev sahibi, aynı zamanda iklim krizinin en ağır yaralılarından biri.
Ancak Belem’in seçimi lojistik olarak da tartışmalı:
Yetersiz ulaşım, konaklama sorunları ve bazı delegasyonların yer bulmakta zorlanması, yoksul ülkelerin katılımını engelleyebilir. Üstelik zirve alanına ulaşmak için ormanlık alanların bir kısmının kesilmesi tepkilere neden oldu.
“İklimi kurtarmak için ormanı kesmek mi?” diye soruyor yerel çevreciler.
“Bu, insanlığın kendi paradoksu.”
Petrol Ruhsatları ve Sıcak Gerçekler
Brezilya hükümeti, zirveye haftalar kala yeni petrol ve gaz arama izinleri verdi. Oysa fosil yakıtlar -petrol, gaz ve kömür-küresel ısınmanın başlıca sorumluları. Bu çelişki, COP30’un en sert tartışmalarından biri olmaya aday.
Bir yanda enerjiye bağımlı ekonomiler, diğer yanda gezegenin sınırları… COP30, bu iki kutbun çatıştığı yer olacak.
“Bu Kez Sadece Konuşmak Yetmeyecek”
Bilim insanları uyarıyor:
Eğer 1.5°C eşiği aşılırsa, buzullar geri dönmeyecek, kuraklıklar kalıcı hale gelecek, milyonlarca insan yerinden olacak. Amazon ormanlarının yok olması ise bu süreci hızlandıracak bir domino etkisi yaratabilir.
“COP30, bir toplantıdan fazlası,” diyor iklim araştırmacısı Dr. Flavia Costa. “Bu, bir uyarı: Ya şimdi harekete geçeceğiz ya da çok geç olacak.”
Bir Gezegenin Son Şansı mı?
Paris Anlaşması, umut dolu bir başlangıçtı. Ama sözler yeterli olmadı. Bugün, Belem’in tropik sıcağında, dünya liderlerinin önünde sadece bir soru var:
Gezegenin geleceği için neyi feda etmeye hazırız?
Belem’in nemli gecelerinde, yağmurun uzun süredir toprağa düşmediği bir Amazon’da, konferans çadırlarının ışıkları parlıyor. Bir yanda kuruyan nehir yatakları, diğer yanda iklim vaatleri…
Bu yıl, insanlık kendi geleceğini tartışmak için ormanların kalbine geri döndü.










